Biz ümidimizi hiç kaybetmedik.
Ve hakkında verilen hükme hiç razı olmadık.
Senin secdelerinde serinlettik alınlarımızı… Senin avlunda koşturduk çocuklarımızı… Sevincimizi anlamayacak olanlar etrafımızı sarsa da onlara aldırmadık. Yenildiğimizi söyleyenlere hiç inanmadık. Seninle vardığımız secdeler zaferimiz oldu. Seninle durduğumuz kıyamlarda tutunduk hayata. Ruhumuza dokunan elinle erdik huzura…
Ey Mescid-i Aksa… Ey zayıflığımızı yüzümüze vurmayan… Ey kalplerimizin kirlenmesine rağmen bizimle küs olmayan…
***
Biz inancımızı hiç kaybetmedik.
Zaafa düşüp, hüznümüzü biriktirmedik. Yanlışlara karşı doğruluktan asla vazgeçmedik.
Senin kubbenin altında dindirdik en şedit sancılarımızı… Senin mekanında tanıdık vefayı, vefasızlığı… Ahde vefayı, sözüne bağlı kalmayı, yanlışlara sapmamayı biz yanı başında öğrendik. İnandığımız yoldan dönmemeyi, buldurduklarını kaybetmemeyi biz yine seninle öğrendik.
Ey Mescid-i Aksa… Ey zafer müjdesini bekleyen… Ey utancımızdan yüzüne bakamasak da bizden asla yüz çevirmeyen…
***
Biz cesaretimizi hiç kaybetmedik.
Gözlerimizi kilitleyen hainlere karşı direnmekten başka muradımız olmadı. Dünyanın en rahat uykusundan uyanmaktan başka hayalimiz… Başkalarının hayali bizi korkutsa da korkularımızı cesaretle değiştirmeyi öğrendik senden… Hz. Süleyman aşkına, Hz. Meryem hatırına imanımızdaki yangının sönmesini hiç istemedik. Hz. Musa’nın şükrünü, Hz. İsa’nın tevekkülünü, Hz. Muhammed’in cesaretini kuşandık hainler kapına dayandığında… Zalimler sana saygı duymayı bıraktığında, senin için açtık ellerimizi semaya …
Ey Mescid-i Aksa… Ey acılarını unutup bizi avutan… Ey içimizdeki gülleri sulamaktan asla geri durmayan…
***
Biz hafızamızı hiç kaybetmedik.
Sana yapılanları unutursak kuruyacağımızı bilerek yaşadık bunca zaman… Senin bir taşına dokunulduğunda cümle Müslümanların içinin sızlayacağını ümit ederek yaşadık. Sen incinirsen, mekanında secdeye varan peygamberlerin incineceğini bilerek yaşadık. İliklerimizde hissetmezsek esaretini, tutsak olacağımız günlerin gelmesinin yakın olacağının bilinciyle yaşadık. Yaşadık ama sana acıyı yaşatmamak için birlik olmayı başaramadık.
Ey Mescid-i Aksa… Ey Nil’in komşusu… Ey Necid çöllerinin arkadaşı… Ey Mescid-i Haram’ın, Mescid-i Nebevi’nin kardeşi… Ey Tur-i Sina’nın özlemi…
***
Biz sadakatimizi hiç kaybetmedik.
Şehadeti senin için yaşamış kardeşlerimiz hatırına, zalimlerin zindanında imanını tazeleyenler adına, gözlerinin önünde ailesinin her ferdini kaybedenler aşkına biz senden asla vazgeçmedik.
İhanetin bin bir türlüsüne uğrasak da zincirleri kırmayı senden öğrendik. Zemininin altını kazanlar olsa da ayakta kalmayı senden öğrendik.
Biz vuslata talip, sen hürriyete… Biz sana ayarladık zamanı… Sen bizlere…
Ey Mescid-i Aksa… Ey yiğitlerin mekanı… Ey nebilerin makamı… Ey gözlerimizdeki ümidin kıvılcımı…
***
Biz aydınlığımızı hiç kaybetmedik.
Kaldığımız dünya zindanlarından senin mabedinin güneşine uyandık. İlk kıblemiz olmanın şerefini yaşadık. Senin yanında Miraca çıkmış bir peygamberin ümmeti olmakla taçlandık. Sana ihanet edenleri gördükçe kendimizden utandık. Derdinle dertlenmeyenleri duydukça gittiğimiz yolun yol olmadığını anladık.
Hayallerimizi sana siper etmeye hazırız.
Ey Mescid-i Aksa… Ey sayende sınandığımız mabet… Ey birliğimiz için duaya duran… Ey aynı safta olalım diye Rabbine yakarmakta olan… Ey acılarının dinesi, zincirlerinin kırılası mekan…
Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Davut, Hz.Süleyman, Hz. Muhammed ve bütün peygamberler aşkına sende yeniden secdelere varmak istiyoruz. Kardeşlerimizle kıyama durmak… Yeryüzünün en güzel mabetlerinden olan sende affa layık olanlar arasına katılmak…
Yıkıntılar arasında secdelerde huzuru bulanların huzurundan nasiplenmek için Ey Mescid-i Aksa yakındır gelişimiz…
Dirilişimize tanıklık edeceğin gün bugündür. Suskunluğumuzun çığlığa dönüşeceği gün bu gündür. Acizliğimizin son bulacağı gün bugündür.
Ölümün ayrılık değil vuslat olacağı gün bugündür.
Sonsuz rahmet sahibinin merhametini nasipleneceğimiz gün bugündür.
Secdelerdeki miracımız bugündür.