Karanlığın orta yerinde korkuyu korkutanlar vardı. Cesareti kendisine zırh edinmiş olanlar ve meydanlara çıkanlar vardı. Ki onlar, özgürlüklerini hainlere çiğnetmeyecek kadar yürekli olanlardı. Hayallerine kimse dokunmasın, yarınlarının ufku karartılmasın diye meydanlara inenlerdi onlar… Onlar ölümü öldüren, zulmü devirenlerdi.
Kimse gecenin içinden Güneş’in çalınacağına inanmamıştı. Hainlerin yanı başımızda dolaştığına… Kardeşin kardeşle kırılacağına… Merhametin yerini nefrete bırakacağına kimse inanmamıştı önce…
Şehrin göbeğinde hain bir pusunun ortasında kalanlar kıblesini şaşırmış olanların tuzağındaydı. Vicdanlarını bir masala kurban edenler, zihinlerindeki labirentlerden kurtulup gerçeği bulamadılar. Onların gerçeği, suni bir dünya kurmak için aldıkları emirdi. Yüreklerini satanların vatanı satmaktan geri durmadıkları bir geceydi 15 Temmuz Gecesi… Tankların şehrin sokaklarında hoyrat dolaşmalarına şahitti şehrin bütün gül yüzlü çocukları… Anneler şahitti… Babalar şahitti hainlerin kurdukları pusuya…
Halkına başkaldıran, peygamber ocağının bekçileri olamazdı… Vatanı korumaya söz verenler, halkını kendi topraklarında ölümün kucağına atamazdı. Biz sizi ölmeye gönderdik, özgürlüğümüz için… Biz sizi şanlı bir davaya sahip çıkın diye gönderdik. Ağladık… Kınalar yakarken ellerinize vatana kurban olun dedik arkanızdan… Kandırılacağınızı bilemedik. Sizlerden birçoğu da bilemedi. Kalbimizin kanayacağını bilemedik. Ölmeye kimse bu kadar hazır değildi… Öldük, öldürüldük. Katiller, önce kardeşliğimizi öldürdüler… Hainler, önce yüreklerini satılığa çıkardılar. Halkı da kendileri gibi yüreksiz sandılar.
O gece… 15 Temmuz ihanet gecesi… Sınırların ötesinden gelen emre boyun eğenlerin hainliklerini ilan ettiği bir geceydi… O gece cesaretini kuşananların alnı ak, başı dikti. O gece aşkın zaferiydi. Tankların sürüklediği ülkemin insanlarının zafere yürüyüşlerinin kutlandığı bir geceydi o gece… Halkın kurşunları yoktu. Aşkı ve imanı vardı ama… Ellerinden tuttukları çocukları ve eşleriyle zaferi kazanmaya yetecek azimleri vardı. Halkın cesaretiydi bu ülkeyi zilletten izzete taşıyan… Cesaret Türkiye’ye sevdalı olanların kuşandığı en çelik zırhtı. Ölüme koşarken kimse gözünü kırpmadı. Tankları umursamadı.
İnananlar ölümü öldürmeye koştular. İnananlar, ateşin onları yakmayacağını bildiklerinden her biri bir İbrahim oldular… Karanlık pusuların başında nöbet tutmaya meyleden bir milleti yıldıramadı hainler… Ruhunu satmış olanlara “zafer bu milletindir” diyenler al bayrağı ezdirmediler… Namusumuzu çiğnetmediler.
O gece Ankara’da milleti koruması gereken tanklar, bu milletin üzerine yürüdü… O gece akıllar tutuldu, o gece insaf ve merhamet susturuldu. O gece kalbimizden vurulduk önce… İçin için kanayan yarasına aldırmadı ölümün peşinden koşanlar… Yarınları huzur içinde olsun diye, çocukları ağlamasın diye, bu vatan satılmasın diye meydan okudular ölüme…
Aşkı vatan olanlar, hiç yenilmedi. Aşkı bayrak olanlar, hiç üzülmedi… Dedelerinden kalan emaneti kimse hiç kimseye teslim etmedi.
O gece mahşer… O gece mazlumlar duada… O gece bütün inananlar ayakta… Ezan sesleri yükseliyor minarelerden… Sala sesleri yükseliyor Türkiye’den… Millet vatan nöbetinde… Millet elinde bayrak, dilinde tekbir ile ölme niyetinde…
Bu millet vatan bölünmesin diye, ülke zifiri bir karanlığa teslim olmasın diye şehadeti nur gibi kondurur ülkesinin başına… Tankların altında hayalleri ezilse de, ümitlerini devirip dökse de bu tanklar gazi olmanın şerefini taşır herkes göğsünde… Yarınlara anlatacak kahramanlık hikayeleri birikir 15 Temmuz Gecesinde…
İhanetin adıdır 15 Temmuz… Susmayacağımızın, zulme boyun eğmeyeceğimizin ispatıdır. Girift bulmacaları çözdüğümüz bir gecedir 15 Temmuz… Eşkali belli olmayan katilleri deşifre ettiğimiz bir gece… Dostu düşmanı tanıdığımız bir gece… Aklını başına alanlarla, yüreğini ortaya koyanların aynı safta buluştuğu bir gecedir 15 Temmuz gecesi…
Bizim meselemizin siyaset olmadığını herkesin anladığı bir gece… Vatanın, ülke bütünlüğünün, birlikte olmanın, özgürce yaşamanın yeniden anlam kazandığı bir gecedir 15 Temmuz…
Hainlerin hizmetkarları! Bu ülke bizim…
Aklını bir meczuba teslim etmiş olanlar! Bu millet bizim…
Yüreğini karartanlar! Bu topraklar bizim…
Ve emin olun bu millet, bu necip millet, ruhunu satmamış olan bu millet vatanı böldürmeyecek…
Düğüne gider gibi gideceğiz ölüme…
Yarınlarımız babalarının, kardeşlerinin, annelerinin kahramanlık destanlarıyla büyüyecekler…
Ve hiçbir çocuğun hayalleri tankların altında ezilmeyecek. Bu böyle biline…